Görücüye Gitmek Ne Demektir? Psikolojik Bir Bakış Açısıyla Geleneksel Bir Ritüelin Derin Analizi Bir Psikoloğun Meraklı Gözünden Başlangıç İnsan davranışlarının arkasında yatan dinamikleri anlamak, bir psikoloğun en büyük meraklarından biridir. “Görücüye gitmek” ifadesi, Türkiye gibi geleneksel toplumlarda hem kültürel hem de psikolojik açıdan oldukça derin anlamlar taşır. İlk bakışta bir evlilik sürecinin başlangıcı gibi görünse de, aslında bireyin kimliğini, aile bağlarını ve sosyal değerlerle olan ilişkisini gözler önüne seren çok katmanlı bir davranış biçimidir. Peki, bir insan neden görücüye gitmeyi kabul eder? Bu süreçte hangi bilişsel, duygusal ve sosyal mekanizmalar devreye girer? Bilişsel Boyut: Karar Verme Sürecinde Akıl ve İnanç…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Görevin Aynı Anlamı Nedir? Toplumsal Roller ve Anlam Üzerine Sosyolojik Bir Bakış Giriş: Toplumun Sessiz Kurallarını Okumaya Çalışan Bir Araştırmacının Gözünden Bir toplumun işleyişini anlamak, yalnızca kurumlarını ya da yasalarını incelemekle mümkün değildir. Asıl mesele, o toplumun üyelerinin “görev” dediği şeyin ne anlama geldiğini çözmektir. Her birey, doğduğu andan itibaren bir rol ve bir görev bilinci içinde büyür. Peki, “görevin aynı anlamı nedir?” sorusu bize ne anlatır? Bu, yalnızca kelime anlamını değil; toplumsal normların, kültürel değerlerin ve cinsiyet rollerinin şekillendirdiği derin bir anlam katmanını açığa çıkarır. Her toplumda “görev” kavramı, düzeni ve sürekliliği sağlamak için görünmez bir yapıştırıcı görevi görür.…
Yorum BırakGR KG’ye Nasıl Çevrilir? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir Analiz Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Düşünce Bir siyaset bilimcisi olarak, toplumların düzeni üzerine düşündüğümde, genellikle en çok dikkatimi çeken meselelerden biri de toplumsal dönüşümlerin nasıl bir güç dinamiğiyle şekillendiğidir. Zira her toplumsal yapı, bir biçimde güç ilişkilerinin yansımasıdır. Bu güç ilişkileri, bireylerin, kurumların, ideolojilerin ve vatandaşlık anlayışlarının sürekli etkileşim içinde olduğu karmaşık bir ağdır. Peki, günümüzün modern dünyasında bu etkileşimi anlamak için pratikte neler yapılabilir? Bir soru sorarak başlamak gerekirse: Güç ve iktidar, nasıl evrimleşiyor ve toplumun temel yapısına nasıl etki ediyor? Tıpkı kilogram ve gram arasındaki dönüşüm gibi,…
Yorum BırakGelenek Bizim İçin Neden Önemlidir? Bir toplumun kimliği, yalnızca coğrafyasına ya da diline değil; geçmişten bugüne taşınan değerler bütününe, yani geleneğe dayanır. Gelenek, bir milletin hafızasıdır. Bu hafıza, sadece eski alışkanlıkların devamı değil, aynı zamanda geleceğe yön veren bir anlam taşıyıcısıdır. Peki, neden hâlâ gelenekleri yaşatıyoruz? Bu sorunun yanıtı, hem tarihsel süreçte hem de günümüzün sosyolojik ve akademik tartışmalarında saklıdır. — Gelenek: Toplumların Kültürel Hafızası Gelenek, insan topluluklarının tarih boyunca biriktirdiği davranış kalıplarının, inançların ve sembollerin nesilden nesile aktarılmasıdır. Tarihsel olarak baktığımızda, ilk toplumlar hayatta kalmak için doğa olaylarını, ritüelleri ve inanç sistemlerini belirli bir düzen içinde sürdürmek zorundaydı. Bu…
Yorum BırakEylül Kitabının Konusu Nedir? Sessiz Aşkların, Derin Yalnızlıkların Romanı Bazı kitaplar vardır ki kapağını kapattığınızda sayfaları değil, hayatı düşünürsünüz. Eylül, tam olarak böyle bir roman. Mehmet Rauf’un kaleminden çıkan bu eser, Türk edebiyatında psikolojik roman türünün öncüsü olarak kabul edilir. Ama ondan daha fazlası: iç dünyaların fırtınalarını, konuşulamayan hislerin ağırlığını ve “sevmenin” bazen sessizce yanmak olduğunu anlatan bir başyapıt. Gelin, bu etkileyici romanın konusuna, karakterlerine ve arka planındaki insan hikâyelerine birlikte bakalım. — “Eylül”ün Temeli: Aşk, Sadakat ve Vicdan Üçgeni Romanın merkezinde üç karakter vardır: Suat, Süreyya ve Necip. Yüzeyde bakıldığında bu, sıradan bir aşk üçgeni gibi görünebilir. Fakat Eylül,…
Yorum BırakBurun Üzerindeki Gözenekler Nasıl Geçer? Tarihin Derin Katmanlarında Bir Cilt ve Zaman Analizi Bir tarihçi olarak her zaman şuna inanırım: geçmişi anlamadan bugünü çözmek mümkün değildir. Çünkü her iz, ister taş duvarlarda ister insan yüzünde olsun, bir hikâyeyi taşır. Burun üzerindeki gözenekler de bu anlamda yalnızca biyolojik bir detay değildir; insanlık tarihinin, güzellik algısının ve bireyin kendisiyle kurduğu ilişkinin mikro tarihidir. Peki, “Burun üzerindeki gözenekler nasıl geçer?” sorusunu yalnızca bir bakım rutini olarak değil, tarihsel bir dönüşüm hikâyesi olarak okusak? Çünkü tarih bize gösterir ki, hiçbir şey bir anda değişmez — ne toplumlar, ne ideolojiler, ne de ciltler. Antik Çağlardan…
Yorum BırakBerat Kandili Var mı? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Maneviyat Yolculuğu Farklı Pencerelerden Aynı Gökyüzüne Bakmak Bazı geceler vardır ki, gökyüzü aynı olsa da anlamı coğrafyadan coğrafyaya değişir. Kimi yerde büyük bir coşkuyla kutlanır, kimi yerde sessizce idrak edilir, kimi yerlerde ise hiç bilinmez. Berat Kandili de tam olarak böyle bir gece… Kimi için bağışlanma kapılarının sonuna kadar açıldığı, duaların göğe yükseldiği mübarek bir zaman dilimi; kimi içinse İslam dünyasında çok da öne çıkarılmayan, hatta hiç yer verilmeyen bir gelenek. Peki gerçekten “Berat Kandili var mı?” sorusuna nasıl yanıt vermeliyiz? Bu yazıda hem küresel hem de yerel pencereden bu soruya…
Yorum BırakÖğrenmenin Dönüştürücü Gücü ve Bir Kelimenin Hikâyesi: “Hoşşik” Öğrenmek sadece bilgi edinmek değildir; bazen bir kelime, bir ifade ya da bir kültürel deyim bile dünyayı algılama biçimimizi değiştirebilir. Eğitimci olarak yıllar boyunca şunu fark ettim: Öğrenme, bir keşif yolculuğudur ve bu yolculukta en etkileyici duraklardan biri dilin kalbidir. Her kelime, bir toplumun hafızasını, duygusunu, mizahını ve yaşam tarzını taşır. Bu yüzden bugün, Adana’nın sıcacık sokaklarından yükselen bir kelimenin izini sürüyoruz: “Hoşşik”. — Adana’da “Hoşşik” Ne Demek? “Hoşşik”, Adana yöresinde özellikle gençler arasında kullanılan bir kelimedir. Genellikle “tatlı, sevimli, hoş, sempatik” anlamlarını taşır. Ancak kelimenin anlamı sadece bir sıfatla sınırlı değildir;…
Yorum BırakGırnata Nerede ve Şimdiki Adı Nedir? Psikolojik Bir Mercekten Bakış İnsan zihni, karmaşık bir yapıdır; sürekli olarak geçmişten izler taşır, geleceğe yönelik umutlarla doludur ve her an anlık düşüncelerle şekillenir. Bir psikolog olarak, insan davranışlarının, hatıraların, isimlerin ve yerlerin insanlar üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu keşfetmek her zaman ilgi çekicidir. Bugün, basit bir coğrafi soru olan “Gırnata nerede ve şimdiki adı nedir?” sorusunu psikolojik bir perspektiften ele alacağız. Bu soru, aslında bir şehrin yerini sormaktan çok, hafızamızda, algılarımızda ve duygusal dünyamızda nasıl izler bıraktığını anlamamıza olanak tanıyabilir. Gırnata ismi, tarihten gelen bir yankı gibidir. Onu sadece coğrafi bir kavram olarak…
Yorum BırakGöçebe Olarak Yaşayan İnsanlara Ne Denir? Sosyolojik Bir Bakışla Hareketin Kültürü Toplumsal yapıların ve bireylerin etkileşimini anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak, insanlık tarihine baktığımda beni en çok etkileyen şeylerden biri, insanların yerleşmekten çok hareket etmeyi tercih ettiği dönemlerdir. Göçebelik yalnızca bir yaşam biçimi değil, aynı zamanda bir kültürel örgütlenme biçimidir. Bugün “göçebe olarak yaşayan insanlara ne denir?” sorusunun cevabı basit görünür: Göçebe, yani “yer değiştiren, belirli bir mekâna kalıcı olarak bağlanmayan insan toplulukları.” Ancak sosyolojik açıdan bu terim, çok daha derin anlamlar taşır. Göçebelik, insanın doğayla, toplumla ve kimlikle kurduğu ilişkinin özgün bir biçimidir. Göçebelik ve Toplumsal Yapının Dinamikleri Göçebe…
Yorum Bırak